18 Ocak 2009 Pazar

Bana taş sahamı geri ver Şeyh Mansur Amca #2


Fotoğrafı görünce hüzünlendim.
Eskiye döndüm, ne günlerdi dedim. EsEs fotoğrafı çekmek nerden aklına geldiyse...

Bu binanın girişindeki o merdivenler taso oynardığımız zamanlardaki favori yerimizdi. Çünkü komutanların arabalarını görüp, inerken verecekleri olipsleri kapmak için vereceğimiz mücadelenin başlangıç noktasıydı. Tasolar için kapışırken bir anda her şeyi unutur, şeker'in peşine düşerdik. Sonra kaldığımız yerden; ellerimiz kızarıncaya kadar taso oynamaya devam...

Sonra bir taş sahamız vardı, EsEs'in aşağıdaki postta bahsettiği.

Kale direkleri vardı. Bize dayanamaz en geç bir haftada kırılırdı. Çünkü kalecinin görevi top gelmediği zamanlarda maymunluk yapmaktı : ))

Sahaya girdiğinizde babası binbaşı olanla, babası kapıcı olan arasında fark olmazdı. Çünkü o sahadaki mücadelede, terde, sevinçte, hüzünde nasıl yaşadığınızdan çok nasıl yaşamak istediğinizin izleri vardı.

Yaşın, konuştuklarının, ayağındaki ayakkabının da önemi yoktu.

Halı sahadan bile küçük bir yerde insanların kocaman stadyumlarda yaşayamayacağı sevinçleri, hırsları, üzüntüleri paylaşırdık orada.

Gözümüzde kral yaptığımız abinin de düştükten sonraki gözyaşlarını gördük. Anladık bizden farklı değildi kimse, hiç kimse!

Sonra o sahayla beraber yaşanılan anıları da yıkmaya çalıştılar, başaramadılar. Ancak şunu da öğrendik ki yeni nesiller, bizim başladığımız yerlerden başlayamayacaklar. Birçok sebepten dört duvar arasına sıkışmış, hayatta küçük bir çocuğun gol attıktan sonraki sevinci yerine para'nın getirdiği(?) mutluluğu tercih eden yeni nesiller...

O paraya bana altından stadyum yapsan ne olur mansur amca? O kale direkleri kırık, telleri yırtık taş sahadaki; sevinci, hırsı, hüznü, emeği geri getirebilir misin?

1 yorum:

EsEs dedi ki...

fotoğraf eskilerden yav pcyi karıştırınca gördüm :)