29 Kasım 2008 Cumartesi

Koyun Kazım #2


Eskileri tararken Colin Kazım Richards hakkında karalanmış bir şeyler buldum blogda. Şöyle okuyup baktım da köprünün altında çok sular geçmiş, anladım.

Euro 2008'de oynadığımız Almanya maçında, yediğimiz son golün hemen öncesindeki pozisyonda ayağı kaymasa belki bugün çok çok farklı şeyler yazacaktım hakkında. Belki de çok çok farklı yerlerde olacaktı kendisi de...

Hakkında Flying Dutchman'in blogunda Joe The Turk tarafından yazılmış bir şeyler görünce devam yazısı için de ilham geldi bir anda. Konuya böyle bir giriş yapmak da uygun olurdu ;)

EsEs hakkında "Koyun Kazım" diye yazdığında hiçbirimiz o'nun futbolunun bu denli farklı şekilde gelişeceğini beklemiyorduk elbette. Ancak şu da göz ardı edilmemelidir ki: değişik tarzı ile beğenilse de beğenilmese de kendisini kabullendirmeyi başarmış, kimine göre dünkü çocuk kimine göre sonradan görme CKR'nin başarısı; takımının başarısıyla orantılı. Gerek milli takımın gerekse Fenerbahçe'nin ortaya güzel performans koyduğu dönemlerde Kazım, hep ön plandaki isimlerden biri oldu. Performanslarıyla alkışlandı, sevildi.

Spektaküler hareketlerin asi çocuğu "Colin" -ne de olsa bizden biri- Euro 2008 sonrası tavan yapan popülaritesini geri kazanma çabasındaymış gibi gözüken çıkışlarıyla yeniden gündemi meşgul eder halde. Fenerbahçe'nin gösterdiği başarısız performansı da göz önüne aldığımızda "medya savaşlarının yeni yıldızı: kazimo" demek yanlış olmaz herhalde.

Takındığı umursamaz tavır, kulaklık ve sakızı ile Kazım, kendini harikalar diyarında zannediyor olsa bile unutmamalı -belki de biri ona hatırlatmalı- ki bu basın bir gecede padişah yaptığı adamı bir saniye de sallandırır...

yazar notu: yazdığımı okuduktan sonra fark ettim de ne çok tanım yapmışım kazımla ilgili, sanki sözlüğe yazıyorum :b

Hiç yorum yok: