22 Mayıs 2008 Perşembe
Yok Artık Lebron James
"Aile blogu" olduğumuz için böyle bir başlık attım. Yoksa basardım küfrü emin olun. Yuh, Oha vb. kelimeler daha güzel giderdi başlığa.
Hep diyoruz ya laylay basın diye(!) gene coşmuşlar! Bazıları nereden haber yapacağını şaşırmış. Hergün Fenerbahçe'ye yeni yıldızlar transfer eden fotomaç bu sefer kancayı Trabzonspor'a takmış! Ya da Roma'ya mı deseydik?
20 Mayıs 2008 Salı
1. İnönü Zaferi
Tarih : 16 Mayıs 2008
Yer : Beşiktaş İnönü stadyumu
Öncelikle şunu söyleyeyim yazacagım bu yazı biraz taraflı olursa kusuruma bakmayın,lakin yıllardır ben bu günü anlatmayı bekliyorum.
Perşembe gecesi Isparta'dan saat 10 gibi yola çıkmıştık.Yaklaşık 10 saat süren uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra İstanbul'a varmıştık.Sabah saatlerinde stadın önünden geçtiğimizde bekle inönü dedim kendime şunun şurasında bi 6-7 saat sonra gerçek taraftarı göreceksin.İstanbula indiğimde maçın verdiği heyecanla o yorucu yolculuk tamamen bedenimden gitmiş,yerini sabırsızca bir bekleyiş almıştı.maç biletim, vs her şeyim tamdı heyecanla maç saatini bekliyorduk.Taksim,beşiktaş, vs öyle aval aval etrafımıza bakınarak geziyorduk.
Zaman geçiyor,saatler ilerliyor Eskişehir'den gelen otobüsleri de gördükçe heyecanım daha da artıyordu.İnönü ve çevresi tabir yerindeyse siyah-kırmızı renklere bürünmüştü.Kafamı ne yana çevirsem üstünde ESES formalı, atkılı insanlar...Otobüsler geldikçe de Dolmabahçe'de "ES ES
ES Kİ Kİ Kİ ESKİ ESKİ ES" sesleri yankılanıyordu.Bir ara bakayım dedim otobüslere 82 nolu otobüsü gördüm,buna bir de özel araçlarıyla gelen ve istanbuldaki Eskişehirlileri de ekleyince varın kalabalığı siz düşünün.Bu anca bir rüya olabilirdi,yıllardır büyüklerinden 95'de konyadaki playoff maceralarını dinleyen bu kardeşiniz,yıllar sonra çocuklarına belki torunlarına anlatacagı bir playoff macerası yaşıyordu.
Saatler 6'yı gösterdiği zaman kapılar açılmış,taraftarlar yavaş yavaş içeri alınmaya başlamıştı.Artık içeriye girmiştim,bu İnönüye 2.girişimdi.İlki,hemen sakın beşiktaş maçı falan sanmayın,bir konser içindi:)Derken kapalı alt tribünde en ön sırada yerimi almıştım.Daha
maçın başlamasına 2 saat gibi bir zaman vardı,diyarbakır taraftarıyla karşılıklı atışmalarla birlikte o 2 saat nasıl geçti hala anlayabilmiş değilim:)Ardından bizim üst tribünde bir anda gürültü koptu,kafamı oraya doğru çevirdiğimde bir de bakdım Kasımpaşa'lı kardeşlerimiz "ES ES
ES Kİ Kİ Kİ ESKİ ESKİ ES" diyerek stada gelmişler.Stadda bizim dışımızda kasımpaşa,bursa,korf-es vs..bütün kardeşlerimiz de bizim yanımızdaydı sağolsunlar.Futbolcular artık sahaya çıkmış,her futbolcuyu tribüne çağırıyorduk.Ferhaaaat Ferhaaaat , Serdar ortaya 3'lü çektir tayfaya vs vs vs....artık ESES tribünleri tamamen havaya girmiş,onları susturmak imkansızdı.İstiklal marşımız okunuyor ardından gecenin benim için iki üzücü olayın ilki yaşanıyordu.İstiklal marşımız biter bitmez bizim tribünlerden yükselen "şehitler ölmez vatan bölünmez" seslerine diyarbakırlı taraftarların yuhlamalarıyla karşılık vermesi oldu.
Her neyse maç başlamış,tribünler kendinden geçmiş.İnönü inönü olalı eminim böyle taraftar görmemiştir.Sıkı başlamıştı maç ,iki tarafta öncelikle gol yememeyi düşünüyordu.Zira yarı final maçıydı yenecek bir golün telafisi kolay olmayacaktı.Derken ali sami yen'den bolunun gol
haberleri geliyordu.Boluspor 2-0 geriden sakarya karşısında maçı 2-2 ye getirmiş ve penaltılarla ilk finalist olmuştu.Bu bizim için kesinlikle süper haberdi,zira finalde kimse sakaryayı istemezdi kanımca olaysız bir final geçmesi için:)
Dakikalar 16'yı gösterdiğinde yine üst tribünde bir gürültü,yine kafamı çevirdim bakdım gecenin 2.üzücü olayı oldu.Maç öncesi birlikte ESES çektiğimiz kasımpaşalı kardeşlerimizle bursalı kardeşlerimiz kavgaya girmişlerdi,yaklaşık 10 dk kavga sürdü ve herkes maçı bıraktı kavgaya
döndü.Ve malesef bu kavga bir taraftarın yaralanmasıyla sonuçlandı.Polisin de araya girmesiyle nihayet kavga bitmiş,herkes yeniden maça dönmüştü.Maçta hala gol yoktu.
Derken maç öyle böyle devam ediyor,90 dakika 0-0 tamamlanıyordu.Yarım saatlik uzatmalarda da gol gelmeyince iş Ali sami yen'de sakarya-bolu maçında oldugu gibi yine penaltılara kalmıştı.Artık o 90 dk bağıran taraftarlar susmuş ve dualara başlamıştı ESES için.Neyse fazla
uzatmayayım son penaltıyı sezgin gole çevirince artık ESESim finaldeydi.Futbolcular takım halinde üstümüze doğru koşuyordu,Emre Toramana bir sarılışım var ki nasıl oldu orasını hatırlamıyorum,kendime geldigimde fark ettim ki sahanın içindeyim:)Polisin de uyarısıyla tribündeki yerime döndüm:)
Artık heyecanla final maçını bekliyordum,ve staddan çıktım doğru eve gittim,yattım.Zira ertesi gün erken kalkmak gerekirdi final biletlerini almak için....
2.İnönü zaferi de pek yakında gelecek... :)
19 Mayıs 2008 Pazartesi
İnönü'de şimşekler çaktı!!!
Aslına başlığı yazarken çok düşündüm bunu mu yazsam , inönüden eses geçti mi desem,efsane geri döndü mü desem vs vs uzayıp gitti lakin sonunda bu başlıkta karar kıldım.
Evet yine bir ES-ES klasiği gerçekleşti ve 3 günlük inönü kuşatmasının ardından yine bir play-off macerasından sonra efsane ES-ESimiz yakıştığı yere,süper lige çıkmayı başardı.
Bu şampiyonluk yolunda takım üzerinde emeği geçen herkesin taraftarından yönetimine,futbolcusundan çaycısına herkese teşekkürlerimizi gönderiyoruz ve umuyoruz,inanıyoruz ES-ESimiz gelecek senelerde o 1970'li efsane olduğu yıllardaki günlerine dönecek hatta daha da ilerilere gidecektir.
Teşekkürler Nebi HATİPOĞLU,Metin DİYADİN,Nejat BİYEDİÇ..
Teşekkürler Ferhat,Ersin,Sezgin,Ulaş,Koray,Doğa,Birol,Emre Toraman,Serdar Özbayraktar,Mustafa Sevgi,Coşkun,Ömer,Sinan,Berkay,Engin vs vs...ve daha şu anda aklıma gelmeyen niceleri...
Bize bu mutluluğu yaşattığınız için hepinize teşekkürler...
Not : Khortytsya kardeşimin alttaki postta söz ettiği gibi İnönü izlenimlerim de pek yakında gelecek...
16 Mayıs 2008 Cuma
Neredesin EsEs?
Bu akşam saatler 20.45'i gösterdiğinde Eskişehir'de hayat duracak. Çok uzun yıllar sonra bu kadar yaklaşılan Süper Lig biletini kapmak için Play-Off ilk maçında Diyarbakırspor karşısına çıkacak Eskişehirspor. Yaklaşık 15 bin Es-Es'linin İstanbul çıkarması için yollara düştüğü söyleniyor. Söyleniyor diyorum çünkü görmedim. Gece 03.00 sularında yattığım için otobüslerin kalktığı saatte uyanık olmam imkansızdı!! Taraftar sitelerinde mevzusu geçen 100-150 otobüs taraftardan yola çıkarak söyledim. Bursa & Ankara'dan gelecekleri ve özel araçlarıyla olarak oraya gidecek Es-Es gönüllülerini hesaba katarsak bu sayı 20 bini bulabilir. Es-Es, Diyarbakır engelini aşarsa yıllar önce Konya'ya yapılan 45 bin kişilik çıkarmanın daha büyüğü İstanbul'a yapılabilir! Blog yazarlarından EsEs de pek ortalarda gözükmüyor. Kendisini İstanbul'u fethetmeye gönderdik. Dönüşte blogta İstanbul hikayesini göreceğiz inşallah.
ES ES ES Kİ Kİ Kİ ESKİ ESKİ ES!!
8 Mayıs 2008 Perşembe
Pes Fanatik!
Bir arkadaşımın yolladığı haber linkine tıkladığımda az sonra başıma geleceklerden habersiz yazanları okuyordum. Okumam bitince gözüme çarpan sağ taraftaki Siz Fatih Terim Olsaydınız linkiydi. Dedim bende bir kadro yapayım. Forvetlerden başladığım yolculuğuma orta sahalardan devam ediyordum. Werder Bremen ilginç geldi. "Yahu kim oynuyordu W.Bremen'de?" dedim kendi kendime. Listeye baktığımda Mesut Özdil diye biri vardı. Hemen tıkladım. Yukarıdaki fotoğrafla karşılaştım. Formasında kocaman "ÖZIL" yazan, Türkiye için oynamak yerine Alman milli takımını seçen Mesut Özil hem Mesut Özdil hem de Türk olmuştu. Uzun süre kendime gelemedim.
Ardından ikinci şok geldi! 13 Kez Çek milli takımı formasını giymiş Petr Johana, Türkiye için oynayabiliyordu. İnanılmaz!! Pes Fanatik!! Kapattım sayfayı daha fazla rezalet görmemek için. Siz bakın belki Zidane'da Türk olmuştur!
Hangi akıllı(lar) ikisini oraya koymuşsa buradan kocaman sevgilerimizi göndermeyi ona yada onlara bir borç biliriz!!
Magnus Wolff Eikrem
Ole Gunnar Solksjaer'in Norveç'teki spor akademisinin Manchester United'a kazandırdığı yıldız adayı O. 8 Ağustos 1990 doğumlu (bugün 90'lılardan gidiyoruz), lakabını bulamadım ama ben olsam "metal ağız" gibi bir lakap düşünürdüm herhalde. 16 Yaşını doldurduğu gün Manchester United'a imza atmış, orta sahanın ortasında hucüma yönelik oynuyor. Henüz resmi bir maça çıkmamış.
Buradan kendisine tavsiyemiz kazandığı ilk büyük parayla beraber bir dişçiye uğraması. Öyle dişlerle topçu falan yapmazlar seni biraz karizma da lazım! Gerçi Martin Keown bile kabullendirdiyse kendini seni de kabullenirler be koçum. Sözümü geri aldım!
Etiketler:
Magnus Wolff Eikrem,
Manchester United,
Martin Keown
Henri Lansbury
Arsenal'in gelecek sezon patlatmaya hazırlandığı yıldız adayı Henri Lansbury. 12 Ekim 1990 doğumlu, lakabı "Harribo". Dokuz yaşından beri Arsenal altyapısında top koşturuyor. Orta sahanın ortasında görev yapıyor. Forma numarası 39.
Yazıya iddaalı bir cümleyle girdim. Bunun nedeni Arsene Wegner'in "Gelecek sezon as takımda oynamalı." şeklindeki söylemi. Fotoğraf Arsenal'in sitesinden. Mavi gözlü, uzun saçlı bu adamı önümüzdeki zamanlarda daha çok duyacağız gibime geliyor. Biz çok duymadık belki ama İngiltere onu biliyor. Carling Cup 4. Tur karşılaşmasında Sheffield United'a karşı forma giymiş bu genç adam. Geçtiğimiz yaz İngiltere U17 takımının da formasını terletmiş. "İyi bir pasör ve müdahaleleri yerinde" şeklinde yorumlar var sitelerde hakkında. Takibimizdesin Lansbury!!
YouTube açılsa da biz de yazılarımızı videolarla renklendirsek!
6 Mayıs 2008 Salı
Alexis Alejandro Sánchez Sánchez
İsim yabancı gelmemiş olsa gerek. Ntv Arjantin Ligi'ni yayınlıyor ya kulağınızın bir yerine küpe olmuştur! Şili'nin ilerleyen yıllarda futbola damgasını vuracağı tahmin edilen "El Niño Maravilla"sı "O". El Niño Maravilla Alexis Sanchez'in lakabı; İngilizce "the Wonder Boy", Türkçesiyle söylersek "Harika Çocuk". 88 Kuşağının temsilcisi, bulunduğu kuşağın yıldız oyuncuları arasında gösteriliyor. Çoktan "Eski Kıta"ya adımını atmış, 2006-07 sezonun başında Udinese'ye transfer olmuş. Ülkesi takımlarından Colo Colo'ya kiralanmış. Fotoğraf eski olduğu için üzerinde Colo Colo forması var. Şu sıralar River Plate forması içinde top koşturuyor. Tabiki de kiralık olarak.
Annesi de çok gurur duyuyormuş oğluyla: "Bir zamanlar oğlumun sokakta top oynarken camlarını kırdığı komşularım, ki bana çok kızarlardı o dönem, şimdi gelip 'Oğlun benim camımı kırmıştı' diye gururlanıyorlar." O zamanlar kazmaymış biraz ama şimdilerde rakiplerinin korkulu rüyası. Eski Kıta'da da patlama yapması çok yakındır!!
5 Mayıs 2008 Pazartesi
4-4-1-1 Mi? 4-6-0 Mı? Hiçbiri!!
Bir zamanlar Lucescu çok eleştirilmişti takımını 3-5-2 sisteminde oynatıyor diye. Modern futbola uymuyormuşmuş. Lucescu'nun takımının çok gol atması birilerinin hoşuna gitmemiş demek ki! Eleştirenlere göre modern futbola uyan sistemler, bana hiç zevk vermiyor! Onlara göre modern futbolun sistemi 4-4-1-1 ya da 4-6-0 olmalıymış.
Başarısızlık riskini ortadan kaldırmak için takımlar sahaya forvet oyunucusu bile sürmüyor artık. Orta sahayı kalabalık tutayım, belki karambolden gol atar puanları kopartırım düşüncesi tüm teknik direktörlerin kafasında yerleşmiş sanki. Hal böyle olunca gol zor oluyor. Sonra FIFA da çok gol olması için toplarla oynuyor falan filan.
Ön libero kavramı işin içine girdi gireli bu oyunu bozdu. Takımlar kendi oyunlarını oynamak için değil, rakibin oyununu bozmak için oynuyor. Haliyle izlenmez oluyor oynatmamaya çalıştıkları oyun. "En iyi savunma hücumdur" yerini "en iyi hücum savunmadır" gibi saçma bir "prensibe" bırakmış. Teknik direktör bek alırken bile boyuna bakıyor, çok özel yetenekleri olmadığı sürece günümüz futbolunda boyu 180 cm'nin altındaki bekler topçu sayılmıyor.
Başladık gidiyoruz sonuca gelelim. Alışamadım "modern futbol"un bize sunmaya çalıştıklarına. Ben güzel goller görmek istiyorum izlediğim maçlarda, ön liberonun markajı altında ezilen süperstarın bacaklarını değil!
4 Mayıs 2008 Pazar
Gassaray Gassaray Cimbombom
Sivasspor:3 - Galatasaray:5
Fenerbahçe:3 - Gençlerbirliği:2
Ankaragücü:0 - Beşiktaş:2
diye başlık atmak isterdim ama yok. Hece ölçüsüne uygun tezahürat yazayım dedim. Gönlüm Sivasspor Galatasaray'ı yensin son hafta Galatasaray şampiyon olsundan yanaydı ama olmadı. Alttaki posttan da gördüğümüz gibi daha yazacaklarım bitmeden onları bana yutturan oyuncular gönlümden yana da olmadılar. Fenerbahçe'nin işi kendinden çok Galatasaray'ın son hafta performansına bakıyor. İşi çok zor Fenerbahçe'nin. (Galatasaraylı değilim. Ama hala mütevazı olmayı öğrenemeyen bazı insanlar yüzünden Galatasaray şampiyon olsun diyorum.)Fenerbahçe:3 - Gençlerbirliği:2
Ankaragücü:0 - Beşiktaş:2
Galatasaray Şampi...
Khortytsya sende geldin patlatıyorsun postları diyorsunuz içinizden. Bende öyle diyorum dışımdan. Pek de iç açıcı olmayan bir sınav haftasından sonra insan birşeyler yazmak istiyor napalım?!
Etiketler:
Beşiktaş,
Fenerbahçe,
galatasaray,
Şampiyon,
TSL
Havada Leylekler, Ağaçta Saksağanlar
Şu an itibariyle ilginç durumlar içerisindeyiz. Sivasspor, Galatasaray karşısında öne geçmiş. Gençlerbirliği de atmış bir tane Fenerbahçe'ye. Fenerbahçeli olup böyle bir durum karşısında kafayı cozutmamak zor. Sivas ekmeğine yağ sürerken sen git o ekmeği yere at! Tabi maç bitmedi anlık yazıyorum. Belki yazdıklarımı yutturur bana değişen skorlar. Çok da önemli değil!
Yazdıklarımla başlık arasında bir ilişki kurmayın. Yok. Zira bende kuramadım. Siz kurduysanız bravo valla! Yaratıcı taraftar #3'e sizi yazarız!
- Siz kardeşsiniz evlenemezsiniz!
- Skandal.
Postu bitirmek üzereyken buketrem'den gelen sese kulak verelim:
Zico 34. dakikada Ali bilgin ve Maldonado'yu çıkarıp, Semih ve Colin Kazim'ı oyuna almış tam bunları yazarkende Galatasaray durumu 1-1 yapmış. Tam yazıyı yayınla butonuna basıcam Arda durumu 2-1 yapmış. Post bitmeden insana yazdıklarını yutturdunuz ya eşekler kovalasın sizi!
Tam bu sefer basıcam diyordum Fenerbahçe durumu 1-1 yapmış.
Ben banyo yapıp geliyorum!!
Yaratıcı Taraftar #2
Uzun zamandır post atmıyorum. Depresif hallerdeydim bir süredir. Başlıkla alakasız şeyler bunlar ama geliyorum konuya sadece neden yoktum onu açıklıyorum bekleyin az canım :).
Serinin ikinci ayağında yaratıcılıktan çok çılgınlık var. Fenerbahçe taraftarının, takımlarının süper kupa finalinde Beşiktaş'ı yenmesinden sonra Kabataş Lisesi'nin bahçesinden yayın yapan Telegol programına denizde çıkartma yapması takdiri hakediyor. Bizde ona listede yer veriyoruz. Olayla ilgili yazmam gerekenleri sunucu videoda belirtiyor zaten. Buyrun izleyelim.
Serinin ikinci ayağında yaratıcılıktan çok çılgınlık var. Fenerbahçe taraftarının, takımlarının süper kupa finalinde Beşiktaş'ı yenmesinden sonra Kabataş Lisesi'nin bahçesinden yayın yapan Telegol programına denizde çıkartma yapması takdiri hakediyor. Bizde ona listede yer veriyoruz. Olayla ilgili yazmam gerekenleri sunucu videoda belirtiyor zaten. Buyrun izleyelim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)